ABD Dışı Küresel Piyasalar Hala 2008 Küresel Finansal Krizinin Etkisinde [Özellik: Avrupa Piyasaları]

Aşağıdaki grafik, ABD'nin temsilci endeksi S&P 500 endeksi ile Avrupa, Japonya, Güney Kore gibi önemli ülkelerin genel hisse senedi endekslerini ve küresel fonlarıyla ünlü Vanguard'ın VT (World Stock ETF) endeksini 2019 yılının sonlarından günümüze kadar olan dönemde günlük bazda karşılaştıran bir grafiktir.

​

Koronavirüs salgını nedeniyle yaşanan küresel piyasa çöküşüyle birlikte kısa bir süre birleşme eğilimi gösterdikten sonra, her ülkenin ekonomik durumuna bağlı olarak büyük farklılıklar göstermeye başladı.

​

Yine de, ABD'nin S&P 500 endeksini yıl ortasına kadar neredeyse aynı şekilde takip eden endeksin Japonya'nın Nikkei endeksi olduğunu söyleyebiliriz ve Avrupa'nın mavi çip endeksi Eu500 endeksi, sadece iniş çıkışlar açısından benzerlik göstermekle kalmayıp, mevcut performans açısından da KOSPI'den biraz daha iyi bir durumda.

Önemli ülkelerin hisse senedi endekslerini birlikte ele aldığımızda, küresel hisse senedi piyasasının uzun vadeli seyrinin nasıl ilerlediğini merak etmiyor değilim.

​

Bu yüzden Vanguard'ın önemli ETF'lerinden biri olan VT ve VEA'ya kısaca göz attım.

​

VT, aşağıda görüldüğü gibi, "FTSE Global All Cap Index" endeksini referans alarak ABD dahil tüm dünyadaki hisse senedi piyasasını takip etmeyi amaçlayan bir ETF'dir. Dolayısıyla ABD, Avrupa, Japonya gibi gelişmiş ülke piyasalarının etkisi büyük ölçüde olacaktır.

VEA'nın referans endeksi ise "FTSE Developed All Cap ex US Index" endeksidir. Küresel gelişmiş ülke endeksini takip eden bir ETF olmasına rağmen, VT ile en büyük farkı, ABD hariç gelişmiş ülkelerin hisse senedi piyasalarını takip eden bir ürün olmasıdır.

Bu nedenle VT, ABD piyasasının etkisini büyük ölçüde yansıtmaktadır. Aşağıda görüldüğü gibi, yaklaşık %63.4'lük bir oran ABD hisselerine ayrıldığı için, bu oran kadar ABD S&P 500 endeksinin seyriyle benzerlik gösterecektir.

VEA'da ise gelişmiş ülkeler arasında en büyük olan ABD piyasası hariç tutulmuştur.

​

Ülke bazında baktığımızda, Japonya %21.2 ile en büyük paya sahip olup, onu sırasıyla İngiltere, Kanada, Fransa, İsviçre ve Almanya takip etmektedir. Ekonomi büyüklüğüne kıyasla hisse senedi piyasasının nispeten küçük olması mıdır bilinmez, Almanya'nın payının bu kadar yüksek olmaması dikkat çekici.

​

Tek bir ülke olarak Japonya'nın payı oldukça yüksek olsa da, Avrupa'yı Avrupa Birliği düzeyinde ele alırsak, bu ürünün Avrupa'nın Eu500 endeksinden büyük ölçüde etkileneceği söylenebilir.

Aşağıda VT'nin aylık grafiği bulunmaktadır.

​

ABD piyasasının etkisi büyük ölçüde yansıdığı için, biraz baskılanmış gibi görünen S&P 500 endeksinin seyri gibi görünüyor.

Öte yandan, VEA'nın aylık grafiğinde, ABD piyasasının hariç tutulması nedeniyle, aşağıda görüldüğü gibi, yukarıdaki VT'ye göre küresel mali krizinden sonraki düşük noktalardan itibaren devam eden yükseliş trendinde yükseliş oranının daha düşük olduğu görülmektedir.

​

Ancak ABD piyasasını hariç tuttuğumuzda, aşağıda turuncu fosforlu kalemle işaretlediğim gibi ilginç bir nokta gözümüze çarpıyor.

​

2007 yılında, küresel mali krizinden hemen önceki zirveyi sürekli olarak aşamayan ve yükselişin durduğu bir trendin devam ettiğini görüyoruz. Özellikle VEA'da Avrupa piyasasının etkisi büyük olduğundan, bu durum Avrupa piyasasının hala 2008 küresel mali krizinin etkisinden kurtulamadığını ve sıkışıp kaldığını gösteriyor olabilir.

​

Bu durum, ABD'nin alt seviye konut piyasası balonunun patlamasıyla başlayan 2008 küresel mali krizinin Avrupa için daha büyük bir şok olduğunu gösteriyor.

Avrupa piyasası da yeniden toparlanıp güçlü ABD piyasasının seyriyle aynı doğrultuda hareket eder ve bu VEA da uzun vadede önceki zirveleri yeniden aşarak uzun süreli bir yükseliş trendine girebilecek mi?

​

Ben, 2020'li yıllarda bunun gerçekleşme olasılığının düşük olduğunu düşünüyorum. ABD ekonomisi de geç de olsa zayıflamaya başlarsa ve durgunluğa girerse, bu durum daha da muhtemel olacaktır.

​

Bu parça parça eğilimleri göz önünde bulundurarak, "Neden artık küresel ekonomik durgunluğun yaklaşmakta olduğu konusunda dikkatli olmalıyız?" sorusunu kendimize sormamız gerektiğini düşünüyorum.

Yerel piyasayla ilgili olarak, bir yandan KOSPI ve KOSDAQ gibi yerel piyasaların önemli ölçüde düştüğünü ve bu nedenle alım fırsatı olduğunu söyleyen bazı menkul kıymet şirketlerinin çalışanlarının seslerini duyuyoruz, diğer yandan da gayrimenkul piyasasında son zamanlardaki konut fiyatlarındaki düşüşün geçici olduğunu ve fırsat olduğunu söyleyenlerin sesleri hala çok fazla duyuluyor.

​

Yerel hisse senedi piyasası veya konut piyasası, gelecek yıl yeniden toparlanacak ve bu nedenle uzun vadeli alım fırsatı mı kolluyorsunuz?

​

Şu anki durumun geçmişin tam tersini yansıtacak kadar basit bir şekilde ilerlediği konusunda şüphelerim var.